Yıllardır üniversite
öğrencilerinin YÖK'den çektiğini bir Allah bir de öğrenciler
bilir sanırdım ama sonunda yeni hükümet de bunu
anlamaya başladı. Bu tasarının üniversitelerin önünü
açacağına eminim çünkü mevcut yönetimlerin
bahsettikleri laiklikten ve bilimsellikten daha haberleri
yok. Kendilerinin zaten yıllardır savunma gerekçeleri
hep Atatürk olmuştur. Eğer Atatürk'ü ve onun inkılaplarını
ağızlarına aldıklarının onda biri kadar iş
yapsalardı, bugün Türkiye'deki üniversiteler ihya olmuştu.
Daha henüz başörtü kullanımının laikle bir alakası
olmadığını sevgili profesörlerimiz anlayamadı. Görünürde
amaçları mevcut demokratik ve laik cumhuriyeti kurtarmak
ve savunmak. Benim sinirlendiğimde bu zaten. Sanki bu
olgular sadece onların tekelinde. Sanırsınız ki başka
kimse bunları önemsemiyor ya da korumaya çalışmıyor.
Tutturmuşlar bir demokrasi, laiklik, cumhuriyet diye. Ama
bunların gerektirdiği şeylerin bir tanesini bile yapmıyorlar.
Ne yapıyorlar? Saçma sapan ayrıntılara kapılıp
bunların ardında işlerini yürütüyorlar. YÖK,
kurulduğundan bu yana ülkeye ne kazandırmıştır? Sayın
Kemal Gürüz demokrasiden bahsediyor ama yıllardır
kendisi bir diktatör gibi bu kurumun başında. Nedense
üniversitelere de hep kendi yandaşları, rektör ya da yönetici
oluyor. Kendisi kadrolaşma yapmıyor ama bu yeni YÖK
tasarısı yapıyor mu?!!! İşte Türkiye'nin ne halde
olduğu belli. Daha üniversitelerimizin içinde bile
demokrasi yok. Bu tür insanlar sadece konuşurlar. 70 yıldır
sadece konuşuyorlar. Tek yaptıkları kelimeleri süsleyip,
ülkenin hassas dengelerini koruduklarını söylemeleri.
Biz kendi kendimize düşman kazanıyoruz. Bugün insanların
geleceğini sırf taktıkları türban yüzünden onlardan
laikliğin yanlış tanımı yüzünden çalıyoruz. Bunun
bedelini elbet bir gün öderler. Belki de ödemeye başladılar.
Bırakın da insanlar ders çalışsın, öğrensin, araştırsın.
Bu saçma sapan gericilik senaryolarını çıkaranlar da
bizzat kendileri. Sonra da bunun karşısında olduklarını
söyleyip mevcut rahat koltuklarını sağlamlaştırıyorlar.
Hepsinin suyu ısındı. Ama kaçış yok! Bugün ülkesinin
değerleriyle oynayanlar, yarın hesabını verirler. Son
bir cümle ise şu; madem üniversitelerde demokrasi var,
laiklik var neden rektör seçimlerine ya da dekan seçimlerine
öğrenciler de katılmıyor? Neden öğrenciler tarafından
yapılan anketler ve araştırmalar saçma sapan gerekçelerle
mahvediliyor? Bunları demokrasi ve laiklik timsali rektörlerimize
soruyorum! Şu işi bıraksınlar da kendimize
gelelim.. |