Aç gözlü olmayıp hırs
göstermemeye,kısmetinden fazlasına göz dikmemeye kanaat diyoruz.Helâl ile
yetinip haramı reddedene,az şeyi de olsa kısmetine razı olana “kanaatkâr”
ismini veriyoruz.İnsanoğlu çok tamahkârdır.Ne kadar çok serveti olsa,o
kadar daha fazla ister.Böyle düşünenler,ebediyyen dünyada kalacaklarını
sanırlar.Dünyayı bir araç değil,bir amaç olarak görürler.Bir yolculuğa
çıktığımızda,gideceğimiz yerde ne kadar kalacaksak o kadar azık
alırız.İnsan dünya denen bu fâni âlemde belli ki çok uzun bir süre
kalmayacaktır.Oysa ahiret,bizlerin sonsuza dek kalacağı bir
mekândır.Akıllı olan kişi,bunu düşünerek asıl yatırımını oraya yapar.
Bilindiği gibi rızkı veren Allah’tır.Gökte uçan kuştan,denizde yüzen
balığa kadar yaratılan varlıkların tamamını Allah doyuruyor.Özellikle
hayvanların çoğunun rızkını ayağına getiriyor.Çünkü onun 99 sıfatından
birisi de “Rezzak” tır.O,bu sıfatın gereğini fazlasıyla yerine
getiriyor.Üstelik bunu yaparken,inanan ve inanmayanları bir ayırıma tabi
tutmuyor.Çünkü “Rahman” sıfatı bunu gerektiriyor.Fakat ahirette sadece
kulluğu kusursuz ifa edenleri rızıklandıracaktır.Bunda da düşünenler için
büyük hikmetler vardır.İlâhî adalet muhakkak tecelli edecektir.Tabiki
herkes yaptığının karşılığını görecektir. Ashab,İslâmiyeti daha geniş
kitlelere yaymak için gece gündüz çalışıp çırpınmıştır.Açlığa ve susuzluğa
tahammül etmişlerdir.Su ve hurma ile günlerce yarı aç yarı tok kalmaya
razı olmuşlardır.Müslümanların reisi olan Resulullah bile çok kere su ve
hurma ile günlerce iktifa etmişlerdir.Bir günlük yiyeceği zenginlik olarak
addetmişlerdir.Peygamberimizin elinde ne varsa fakirlere dağıtmıştır.Onlar
geleceğe dönük maddî servetler biriktirmemişlerdir.Bizim olan yaşanan
andır.Çünkü kişinin yarın yaşayacağına dair hiçbir garantisi yoktur.Oysa
günümüz insanı,bırakın kendi ihtiyaçlarını düşünmeyi,yedi ceddinin
geleceğe dönük maişetini hazırlamayı zaruret olarak görmektedir.Resulullah
kanaatkârlıkla ilgili olarak şöyle buyurmuştur: “Asıl zenginlik malın
çokluğu değil,kalp zenginliğidir.” “Müslüman olup yetecek kadar malı olan
ve Allah’ın verdiğine kanaat eden kimse felâh bulmuştur.” “Eğer
Ademoğlunun iki vadi dolusu altını olsaydı,muhakkak üçüncü bir vadiyi daha
talep edecekti.Ademoğlunun karnını ancak toprak doldurur.” “Ne mutlu o
kimseye ki İslâm’a hidayet olunmuş,geçimine yetecek kadar
kendisine(kazanç) verilmiş ve kendisi de buna kanaat etmiştir.” “Kanaat
bitmez tükenmez bir hazinedir.” “Kanaatkâr olan insan,her iki dünyada da
bahtiyar olur.Açlığı ve susuzluğu kendisine dert etmez.Rabbinden,taatle ve
şükürle ister.Elindekini idareli kullanır;israftan kaçınır.Dünyada en
büyük zenginlik kanaat sahibi olmaktır.Bu nimete mâlik olmayanların nefsi
asla tatmin olmaz.Bolluk içerisinde kıtlık yaşarlar. Kanaatkârlığı
tembellikle karıştırmamak gerekir.Aşağı yatarak,çoluk çocuğunu aç bırakmak
kanaatkârlık değildir.Rızkımızı aramak zorundayız.Miskin miskin aşağı
yatmayacağız.Allah herkese çalıştığı kadar rızık verir.Sebepleri gözardı
etmemeliyiz.Dünya işleriyle ukba işlerini dengeli yürütmeliyiz.Hiçbirini
ihmal etmemeliyiz.Müslüman zengin olmaz diye bir hüküm
yoktur.Mümin,elindeki varlığı, Müslüman kardeşleriyle paylaşır.Zira
Resulullah’ın dediği gibi: “Komşusu açken tok gezen bizden değildir.”
Dünya malına aşırı muhabbet duyanlar ziyandadır.Allah’ın taksimatına rıza
göstermeliyiz.Zekât müessesesini hakkıyla çalıştırırsak hiç kimse darda
kalmaz.Rabbim bizi kanaatkâr kullarının zümresine ilhak eylesin. |