İnsanlar gerçekten tuhaf. Belki onları
anlamak ve tanımak için 22 yıl yeterli değil ama gördüklerim bana
pek ümit vermiyor. Çevremdeki insanların hatta kendimin bile bazen bu
kadar duyarsız olmasına inanamıyorum. Yanı başımızda yaşanan
kederlerin ve sıcaklığını hissettiğimiz korkuların yaşamasına
izin veriyoruz. Dermanı biz de olmasına rağmen. Mutluluk sadece biz
sahipken mi anlamlı? Yoksa yaşanan bütün duyguların tek hükümdarı
ve tekeli biz miyiz? Ya da her şey bizim için ve içimizdeki nankör
benliği tatmin etmek uğruna mı var? Belki de biz dünyanın yaşamayı
hak eden ender insanlarından birisiyiz. O yüzdendir ki, mutlu olmayı,
rahat etmeyi fazlasıyla hak eden bizleriz. Düşünün bir: Siz hiç
bir insanın kendisi için istediği şeye mazeret bulduğunu gördünüz
mü? Hayır. Kendi için bir şey yapılacaksa insan hemen yapar. Bir şey
harcanmalıysa ya da feda edilmeliyse hemen yapılır. Ama ya başka
birisi...? Yooo! Kesinlikle olmaz. Neden? Mazeret çok. Ben şunu
biliyorum ki her mahallede, her semtte zengin çok insan var. Bırakın
zengin olmayı parasını ve sahip olduğu kabiliyeti boşuna harcayan
bir sürü insan var. Halbuki bizim önem vermediğimiz bu şeylere
hayatlarını bağlamış gerçekten çaresiz ve hak etmediği bir yaşantıya
yelken açan bir sürü muhtaç var. Onlara niye acıyorum biliyor
musunuz? İnsanlara muhtaçlar da ondan. Allah kimseyi insana muhtaç
etmesin!... Zengin arkadaşlarımız kendileri için milyarlar dökerler.
Ama bir milyonu başkasının iyiliği ve mutluluğu için verirken
paradaki sıfırları dikkatlice sayarlar. Acaba hangisi daha değerli?
Bir milyar mı yoksa bir milyon mu? Bugün toplumun içinde kendine yer
bulamayan insanlar varsa ve bu insanlar yaşama haklarını kullanamıyorlarsa
bu nefes alan ve aklı çalışan her insanın sorumluluğundadır.
Eminim ki, yarın bu insanlar bize hesap soracaktır. Ben bir ekonomist
değilim. Ama şuna inanıyorum ki, paylaşmak için verilen her şey en
çok kazandıran maddi bonolardan, faizlerden çok daha karlı ve akıllıcadır.
Çünkü insanın huzurlu bir gülüşü için harcanılan her kuruş
paha biçilemez bir gücün anahtarını sunar. Bugün para, kendi gücünü
her saniyede ve karede gösteriyor. Hatta ona delicesine tapan insanlar
var. Ama para da en az ona tapanlar kadar nankördür. Şunu unutmayalım,
bugün toplumu bozan sesler, eylemler, gözler ve düşünceler varsa
bunun nedeni geçmişte yapılan yanlış yatırımların sonucudur.
Bazen iyi bir yatırım için işletmecilere ya da iktisatçılara değil,
hayattan ümidini kesmek üzere olan umutsuz bakışlara bakmak gerekir.
Paranız olmayabilir. Bazen ufak bir gülümseme, tatlı bir söz
insanları mutlu etmeye yeter. Aslında aradığımız ya da aramamız
gereken gerçek mutluluk bizi bekleyen garip bakışların ardında...
Unutmayın! Paylaşmak insanı ölümsüzleştirir. |