Hayat insanların korkuyla bağlandıkları
bir ipucu gibi. Yapmak istediklerimiz için bir kuvvete bağlanıyoruz
ve yaşamımızı bu gücün altında sürdürmeye devam
ediyoruz. Ama eğer bağlandığımız kuvvet tekse ve yeteri kadar güvenilir
değilse işte o zaman hayatımız ıslak umutlarımızdan ve
hayallerimizden kayıp bilinmezliğe ve korkuya saplanıyor. Oysa hayatımızda
değerli olan çok şey var. İnsan olduğumuz için mi bilmiyorum, çoğu
zaman bir tek şeye taparcasına bağlanırız. Hayatımızda en çok
odaklandığımız olgu o olur. Ya onunla olmalıyız, ya da onu elde
etmeliyiz. Bizim için kafamızda ve geleceğimizde başka bir
alternatif yoktur. Geçenlerde üniversitedeki hocam (Leyla Fetihi) katıldığı
bir seminerden kazandıklarından bahsederken bu konuya çok güzel değindi.
Hayatımızda tek bir şeye değil bir çok şeye odaklanmalıyız. Eğer
tek bir şeye takılı kalırsak onu kaybettiğimizde büyük acılar çekmek
ve büyük bedeller ödemek zorunda kalırız. Bu gerçekten de herkesin
yaptığı büyük bir yanlış. Eğer hayatımızda değerli ve anlamlı
ne kadar az şey varsa biz ona o kadar fazla odaklanıyor ve çevremizde
gerçekleşen diğer güzel ve değerli şeyleri göremiyoruz. Bağlandığımız
bu acımasız güç bizi hayata karşı körleştiriyor. Şunu düşünün;
birini çok seviyorsunuz ve ondan çok şey bekliyorsunuz. Hayatınızdaki
bütün ayrıntıları ve kaynakları ona bağlamışsınız. Nerdeyse
hayatınızda kendinize özgü hiç bir şey kalmamış. İnandığınız
ve bildiğiniz her şey ancak onunla değerli ve anlamlı. Ve bir gün
onu kaybediyorsunuz... Hayatınızdaki her şey ama her şey birdenbire
kararıyor. Nelerin değiştiğini bile göremiyorsunuz. Hayatınızda o
kadar büyük bir boşluk oluşuyor ki doldurmanız imkansız. Belki yıllarınız
belki de ömrünüz bu boşluğu kapatmakla geçiyor. Siz ise bu acımasız
zaman aralığında heba olup gidiyorsunuz. Bu yalnızca bir örnek.
Sevgili yerine çok farklı şeyleri koyabilirsiniz. Unutmayın ki, yaşam
çeşitlerle ve sonsuz sevgiyle dolu. Aklınızı ve yaşamınızı köreltecek
ve sizi sadece konuşan, yürüyen bir köle yapacak odaklardan kaçının.
Sevin! Ama yaşamınızın sizi aldatıp yönetmesine izin vermeyin.
Yoksa o büyük yıkıntının altında duyulmayan sesinizle bağırır
durursunuz. Size hiç yıkılmayacak, sizi hiç üzmeyecek, sizi hiç
bir zaman yalnız bırakmayacak bir dost tavsiye edeyim mi? İçinizdeki
özünüz (Allah)... İçinizdeki bu inanılmaz parçayı dost edinip
hayatınızı yaşayın. O hep sizin yanınızda. Şunu bilin ki, bir gün
herkes sizi bırakacak. Birlikte kalacağınız tek şey hiç umursamadığınız
Allah'ımız olacak!!! |