www.kebir.net
  "Hayatı derinlerde yaşayanların sitesi"

       Sadece paylaşmak için...


 ANA SAYFA | TÜRKÇE MÜZİK | ŞİİRLER | YAZILAR | DİN ve HAYAT | HİKAYELER | BANA ULAŞIN! | AMACIM 

BUGÜNÜ DOĞURAN ÖLÜMLER

Yürüdüğümüz yollar ve soluduğumuz hava... Bize ne kadar da basit ve anlamsız geliyor. Gerçekte ise, cesaret dolu sıcak kanların boyadığı bu topraklarda nice umut dolu yürek kendini yarınlar için feda etti. Bugün yaşamın getirdiği tüm güzellik ve mutlulukların kaynağında binlerce iyi niyetli insanın acılarla dolu gözyaşı var. Ne biten son gözyaşı ne de var olacak son umut bu aslında. Yaşadığımız toprakların aynasında, masum insanların feryatları ve verdikleri bağımsızlık mücadelesi bize haklı sorusunu sorarcasına bakıyor. Benliğimizi bu topraklar uğruna feda etmeye değdi mi? Aslında onlar bu soruya yıllar önce yaptıklarıyla cevap verdiler. Şimdi ise sıra bizlerde. Biz onların yaptığı fedakarlığın ne kadarını yapabildik? Umutlarımızı, geleceğimizi, sevdiklerimizi terk edip vatan ve millet uğruna neleri göze aldık? Elinde o güne kadar sadece kalem tutmuş gencecik liseli çocukların havasını bile solumadıkları savaşın kanlı toprağında tazecik ama bir o kadar olgun ruhlarını vermeye değdi mi? Bunun cevabı; unutmayı alışkanlık haline getirmiş, sıradan bir yaşamın eline koluna yapışan, acıyı, sevgiyi, özgürlüğü anlamayan, sadece kendini ve kendi saplantılarını düşünen insanlar için tabi ki "hayır" dır. Ama ruhunu bedenine egemen yapan, hürriyeti, birliği ve egemenliği kendi omuzlarında taşımaya her saniye hazır olan, damarlarında taşıdığı mirasıyla kendine güvenen, azim dolu, cesur ve bir o kadar olgun olan insanların cevabı "evet" tir. Bugün bağımsızlık mücadelesi veren şehitlerimiz ve gazilerimiz için yapılan anma törenleri sadece küçük bir teşekkürdür. Asıl teşekkür, uğurlarına feda ettikleri canlarının her şeyin üstünde bir yerde olduğunu kanıtlayacak kadar çalışmak ve onların bedenleriyle toprağın altında besledikleri bu bereketli yurdu hak ettiği seviyeye taşımaktır. Unutmayalım ki, geçmişini unutan onu tekrar yaşamak zorunda kalır!    


Yazan Melih SARIOĞLU

Geri Dön

 


©kebir