Bir yanılgıdan bahsetmek daha mantıklı.
İslamiyet, bize gösterilen tabiriyle katı tabuların arkasında
kuralcı ve aksileşmiş bir ihtiyar gibi. Evet doğru. İslamiyet, amacının
tersiyle uyum sağlamış. Aslında gerçek şu ki; İslamiyet bize bir
hayat sunar, bizim hayatımıza egemen olup acı çekmemizi izlemeyi
sevmez. Bir çıkarcı basitliğin elinde kalmış olan İslamiyet'in
amacını kavramak ve bunu yaşamak oldukça güç. Çünkü İslamiyet,
özgürlüklerin en güzelini verir. Sadeliği ve özgüveni verir. Onun
amacı insanların kendi öz benliklerindeki acıyı, umudu, sevgiyi ve
korkuyu görmelerini sağlamaktır. Paylaşmayı ve üretmeyi esas alan
bir zihniyeti ve isteği oluşturmaktır. İç huzurun sağlanmasını
ve hayata bakışın gülen gözlerdeki o tatlı anlamın özüyle olmasını
ister. Her şeyin temeline sevgiyi eker ve sabrı yanına koyup bekler.
Bir hayatın önemini anlatır. Bir sevginin ve başarının da...
Yalana ait kapılarda güçlü bir kilit ve aşırılıkta keskin bir çizgi
ister. Öze ait şeylerin varlığına saygı, değerli olan duyguların
ve tavırların sonunda da alkış bekler. Bir isteğin ve niyetin
sahibini arar durur. Bu onu güçlendirir. Çünkü İslamiyet, Allah'ın
yüzüdür. Kim onu görebilirse, Allah'ı da görmüş olur. Kim ona güvenirse,
kendisine çok sağlam bir dost edinmiştir. İslamiyet bize hayattaki
en değerli şeyi; "huzuru" vaat ediyor. Siz onu
bekleyemeyebilirsiniz. Ama o hep sizin kapınızdadır... |