Zaman değişiyor. Gözlerimizin gördüğü
bir çok şey saniyeler ilerledikçe farklılaşıyor. Ama yaşamın göremediğimiz
derinliğinde değişmeyen bazı şeyler var. Bunlar da ölüm ve insanlık.
Yıllardır, yaşam var olduğundan bu yana bu iki kavram çok düşünüldü
ve çok tartışıldı. Belki insanların fiziksel çevrelerinde olmadı
bu tartışmalar ama her insan kendi gizli dünyasında bu kavramları
titreyerek sorgulamaya çalıştı. Başarılı olup olunmadığı da
henüz anlaşılamadı. Bilmiyorum kutsal kitapları okuyor musunuz? Ben
Kuran'ı okuyorum. Ve gerçekten hiç bir yerde öğrenemeyeceğim şeyleri
oradan öğreniyorum. Orada çok hassas bir ayet yani gerçek var. İnsanlar
kıyamete kadar birbirlerini anlamsız amaçlar uğruna öldürmeye
devam edecek. Geçmişte bu yaşanmıştı ve maalesef gelecekte de bu
yaşanacak. Çünkü bir kesim rahat ve zenginlik içinde yaşamaya
delicesine tutkulu oldukça ve bir kısım da eğitimsizliğe ve ümitsizliğe
atılıp yalnız bırakıldıkça bu savaş devam edecek. Bu savaşı
durduracak tek bir çözüm var o da Allah'ı anlamak ve onun öğütlerini
hayatımıza geçirmek. Biz kalıplara sığmak için zaman harcadıkça
birileri hayatı yaşanmaz bir çıkmaza götürüyor. Biz gözümüzü
her açtığımızda ise anlayamadığımız ölümler ve yıkımlarla
karşılaşıyoruz. Bu ne bir kader ne de bir son. Bu sadece yanlış başlangıçların
kaçınılmaz devamı. Şimdi kafalarda hazırlanan bütün senaryoların
aksine, yaşamın kaynağı olan insanları anlamaya başladıkça ve
yanlış olan kavramları daha büyümeden düzelttikçe soluduğumuz
hava daha temiz kokacak. Her gün saçma sapan ölümleri ve acıları görmek
istemiyorsak, zamanın acılarını ve gerçeklerini kabul etmeliyiz. Geçmişte
çözemediklerimiz bu gün bize cevaplarıyla geliyorsa sorun onlarda
olduğu kadar bizde de var. Unutmayın; bir başarı en az bir kişiye
ait olmadığı gibi bir suç da en az bir kişiye ait değildir. |