İnsanlar hayran olmayı genelde severler.
Özellikle hayran olunmayı bir başka isterler. Hayatın her
kademesinde hayranlık var ve insanların kokuşmuş kelimelerinde basit
yaşamlarını sürdürüyorlar. Bazıları birisine hayran olur, bazıları
ise bir şeye... Değişmeyen tek şey vardır: Hayran olunanlar çoğu
zaman bunu hak etmezler. Benim şaşırdığım nokta yeri geldiğinde
insanların birbirlerini abartırcasına övmeleri. Ya da yeni çıkan
bir şeye karşı duyulan hayranlık. Mesela bazıları arabalara, bazıları
teknolojik aletlere bazıları ise başarılara hayrandır. Oysaki kimse
hayatın özündeki yaratıcı güce hayran olma zahmetine girmiyor.
Tabi ki hayatın bu yüzlerine ve olaylarına hayran olabiliriz ama
biraz olsun bu evreni kusursuzca yaratan Allah'a hiç mi hayranlık
borcumuz yok? Gözümüzün gördüğü, kulağımızın duyduğu, yüreğimizin
hissettiği her şeyde O'nun yansıması ve gücü var. Biz ise onu
yeteri kadar takdir edemedik. Hayat sahte yüzüyle akıp giderken biz
yaşamın sahte figüranlarını övgülerimizle beslemeyi tercih ettik.
Oysa ki küçücük hücrede yaşananları yüzyıllardır tam olarak
anlayamayan insanoğlu kendi içindeki ufacık başarıları ve güzellikleri
zirveye çıkarmayı biliyor. Biz birbirimize bazen on dakika dayanamıyoruz
ama Allah bize milyonlarca yıldır katlanıyor. Bu merhamete, lütfe
karşılık ise bizden sadece akıllı ve iyi niyetli bir insan olmamızı
istiyor. Biz ise kuru bir teşekkürü bile ona çok görüyoruz.
Unutmayın! Bugün taptığımız ve güzel gördüğümüz her şey bir
gün yok olacak ama Allah'ın hiç bir zaman görmeye çalışmadığımız
yüzü her şeyin üstünde yaşayacaktır. Şimdi söyleyin bana!
Hayran olmamız gereken hangisi??? |