Tanrıların ve tanrıçaların
yaşadığı bir dönemde küçük bir kız güneşe aşıkmış ve her
gün hiç aralıksız güneşin doğuşunu ve batışını seyrediyormuş
ve her fırsatta ona olan sevgisini dile getiriyormuş. Kız hiçbir
zaman güneşten karşılık alamamış ama ümidini de hiç yitirmemiş.
Bir gün yine güneşe aşkını sevgisini haykırırken güneş dile
gelmiş ve biz farklı alemlerdeniz benim seni sevmeme imkan yok görevim
seni aydınlatmak ve ısıtmak demiş. Kız bu sözler üzerine biraz üzülmüş
ama tabi ki yine aynı sevgiyle seviyormuş onu. O günün akşamında gökyüzünde
yıldızları seyrederken ne kadar güzelsiniz ayrıca güneş gibi ısıtırken
canımı yakmıyorsunuz demiş.bunun üzerine aşk tanrıçası kızın
canını almış sevdiğine vefasızlık ettiği için. Kız günlerce
yalvarmış ona kendini dünyaya geri göndermesi için fakat vefasızlığın
affı yokmuş. Kız o kadar ağlamış o kadar ağlamış ki aşk tanrıçası
sonunda isteğini kabul etmiş ama demiş ki sana öyle bir ceza vereceğim
ki aynı zamanda bir mükafat olacak senin için.kız bunu kabul etmiş
ve aşk tanrıçası onu bir ayçiçeği olarak yaratmış.güneş doğduğunda
açıyor güneş battığında kapanıyormuş böylece sevdiğine hem
kavuşmuş hem de bir daha vefasızlık edememiş...