www.kebir.net
  "Hayatı derinlerde yaşayanların sitesi"

       Sadece paylaşmak için...


 ANA SAYFA | TÜRKÇE MÜZİK | ŞİİRLER | YAZILAR | DİN ve HAYAT | HİKAYELER | BANA ULAŞIN! | AMACIM 

ALLAH'TAN ÇOK KORKUYORUM!

Yaşadığımız korkular bazen yaşamımızdan daha önemlidirler. Öyle ki bazen seçtiklerimize veya kabullendiklerimize korkularımız karar verir. Çoğu zaman özgürlüğümüz, korkularımızın çizdiği limitlerle sınırlıdır. Bu denli güçlü ve etkin bir duygunun anlaşılması o kadar kolay olmasa gerek. Korkular hayatımızı bu kadar etkiliyorsa onları daha iyi tanımalı ve hayatımızın çizgilerine karışmalarına engel olmalıyız. Bizi dizginleyen ve her hayat virajında istediği yere savuran karanlık duygunun sahibi olmalıyız. Sahip olmak onu tanımaktan geçer...

Bana göre iki tür korku vardır. Birincisi âdi, ikincisi ise ebedi korkudur. Birinci korku; insan yaşamını sınırlayan ve nefes almasına izin verene karşı hissedilen karşılıklı bir korkudur. Bu korkuda insan özgür değildir. Aksine korkuyu yaratan ya da yarattığını sanan varlık, korku sahibine ait her şeye sahiptir. Onun yetkisi ve izni olmadan gülemez, ağlayamaz veya sevinemez. Sıkıştırılmış bir tabutun içindeki ceset gibi ona arada sırada verilen canlı toprakla sevinmeye, aralıklardan sızan ışığa bakarak da varlığını kısa da olsa hatırlamaya çalışır. Bu korku ucuzdur. İkinci el duyguların ve satılmış benliklerin bulunduğu her karanlık pazarda yerini alabilir. İlgi o kadar fazladır ki, kimi zaman insan korkusuz kendini boşlukta hisseder. Varlığını ve umutlarını o kadar çok bağlamıştır ki bu korkuya, onsuz bir adım atmayı bile düşünemez. Ne sadakat vardır ne de sevgi... Tek istenilen şey damlayan umutları solumakla yetinen bir köle ve bu kısıtlı umudu ona yaşatmakla övünen bir olgudur.

Ebedi korku ise, bilindik bir korku değildir. Çoğu insan onu anlamaz ve yaşamak istemez çünkü sorumluluk ister. Ebedi korku, zayıf bir ruhun üzerine kurulmaz. Temelinde sevgiyi ve özveriyi besler ve her güzel duygu gibi karşılıksız yaşar. Ebedi korkuya sahip insan yaşamdan, varlığına ihanet etmemek için korkar. Bu korku ona, karanlık gelecekleri ve sözleri değil, hak ettiği ışığı ve güzellikleri yansıtır. Ebedi korkunun ödülü, ebediyen huzurlu olmaktan başka bir şey değildir. Allah korkusu da ebedi korkudur. Ben Allah'tan bu denli korkuyorum. O'nun bana verdiği güzelliklere ve hayata ait her şeyi hak etmek ve O'nu üzmemek için O'ndan korkuyorum. Sevgi, siz istemeseniz de içinizde derin bir korku yaratır. Bu öylesine güzeldir ki, içinizdeki sevgiyi her an yüceltir ve güzelliğe dönüştürür. Karşınızdakine karşı saygılı ve özverili olmanızı sağlar. Ondan değil, onu üzmekten ve incitmekten korkarsınız. Allah'ın bize verdiği güzelliklerin ve dostluğun yegane anahtarı ebedi korkudur. Bu korku bizi Allah'a yakınlaştırır. O'ndan bizi cezalandıracağı için değil, aksine verdiği güzelliklerin değerini bilmeden yaşamaktan endişe duyduğumuz için korkarız. O'nu severiz ve bu sevgi bize hak etmediğimiz şeylerin sahiplenilmesi korkusunu hissettirir.

Sizi Allah'tan korkmaya çağırıyorum. Allah'tan korkan insan, hayata hak ettiği değeri vermesini bilen, sevgiye inanan ve kısarak içinde barındırmayan, saygıyı ve özveriyi yaşayan, layık olana itaat eden ve insanlık yolunda sadece layık olandan korkan biridir. Sizi Allah'ı sevmeye ve O'nu anlamaya çağırıyorum. Bırakın ayrıntıları, umutsuzlukları ve kaypak vaatleri. Layık olanı sevelim, layık olandan korkalım. Korktukça sevilelim, korktukça sevelim. Bu güzel korkuyu içimizde büyüttükçe önümüze çıkacak engeller, arkamızda kalacak sevgiler ve yanımızda yürüyecek namertler olamaz.

Ben Allah'tan çok korkuyorum... Ben O'nun vereceklerini, O'nun dostluğunu hak edememekten korkuyorum. Bir gülümsemede, karşılıksız iyilikte gördüğüm Allah'ımı seviyorum. Sevdikçe bakabiliyorum yüzüme, inandıkça yürüyebiliyorum, korktukça hak edebiliyorum ve ancak güvendikçe elde edebiliyorum. Ben en çok sevdiğimden; Allah'tan korkuyorum ve şunu biliyorum ki O'ndan korktukça artık başkalarından acizce korkmama gerek yok!

Melih Sarıoğlu


 

Geri Dön

 


©kebir